Tarihi şike davasında Aziz Yıldırım'ın ardından Fenerbahçe Asbaşkanı İlhan Ekşioğlu da savunmasını yaptı.

23'ü tutuklu 93 sanık için açılan davanın 7. duruşmasında Aziz Yıldırım'dan sonra İlhan Ekşioğlu da hakkındaki şike iddialarına açıklık getirdi.

İşte Ekşioğlu'nun savunmasından satırbaşları...

- "Sakıp Aytaç, Alper Potuk ve Serdar Kesimal için üç koldan transfer görüşmesi yaptık. Bu konuşmalar farklı şekilde iddia edilmiş. Futbolcu ve hakem olmadan nasıl şike yapacağız? Hiçbir maçta şike ve teşvik girişimşnde bulunmadık."

"KENDİ KALESİNE GOL ATAN EDU'DUR"

- "(Kendi kalesine gol attı) diye konuştuğumuz futbolcu Can Arat degil, bizi alacağından dolayı CAS'a şikayet eden Edu'dur."

- "Eskişehirspor'dan Umit hariç kimin ifadesi alındı? Kiminle teşvik işini yapmışız? Eskişehirspor, Trabzonspor maçı öncesi 43 puandaydı. Avrupa ümidi vardı, neden teşvik verelim?"

- "Ekşioğlu, şike iddiası olan maçlarla ilgili bahsi geçen paraların nereye gittiğinin belgelerini hakime verdi"

- "Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçında 10 futbolcuyla şike yaptıysak, Trabzonspor maçında neden sadece 2 futbolcuyla teşvik anlaşması yapalım"

- "Serdar Kulbilge ile sezon sonu sozlesmesi biteceği için transfer görüşmesi yaptık."

TARLA SÜRME KONUSU

- "2001 yılında Samsunspor maçından önce Eyüp Sultan'a gittim, dua ettim. Belirlediğim bir güzergah vardı, orada araba kullandım. Tarla sürme muhabbetini ilk o zaman söyledim ve ondan sonra da kullanmaya devam ettim. Herkesin bir uğuru vardır. Örnegin başkan, 10 senedir maçlarda aynı ayakkabıyı giyer."

-  "Mini Cooper'ın Abdullah Başak'a benim tarafımdan alındığı söyleniyor. Benim totemlerim var. Başak, kongre üyesidir. Çok neşeli bir kişidir. Yanımda tutmayı severim. Yaptığımız uğurlar karşılığında benden saat istedi. En son kız kardeşi araba satıyordu. Saatten vazgeçip arabayla destek olmamı istedi. Araba ablasına alınmıştır. Mini Cooper, fiziki olarak Başak'a alınamaz, sığmaz çünkü. Saat yerine 'Şu arabanın kaporasını öde' dedi. Ben de 9 bin euro ödedim. Olay bundan ibarettir."

"SPONSORLUK İÇİN ANLAŞMA İMZALADIK"

-  "Ali Kıratlı iyi bir işadamı ve Fenerbahçelidir. Kafasında ticari bir proje vardı. Acun Ilıcalı gibi 'Devler Ligi' formatında bir turnuva yapacaktı. 'Sponsor olur musun?' dedi. Anlaşma imzaladık. Kıratlı, bunun için sürekli Kıbrıs'a gitti. Yapılan anlaşma çerçevesinde ödemeler yaptım. Bütün bu ödemeler şike ödemesi gibi gösterilmiştir. Yani Kıbrıs'a ödül gibi gönderdiğim doğru değildir. Evrakları tarafınıza sunuyorum."

-  "Kulübün günde bir milyon TL'nin üzerinde ödemesi vardır. Kulüp, denetim altındadır ve yönetimin bilgisi dışında ödeme olmaz. Cari hesaba mahsuben 2 milyon küsurluk herhangi bir ödeme yoktur. Bu ödemelerin hepsi kulübün inşaat ve tesisleri ile ilgilidir. Kulüple aramdaki borç-alacak ilişkisi belgeli ve sözleşmeye bağlıdır. İddianamede şike parası olarak belirlenen paraların tarihleri tutmuyor."

"ÖDEMELER ŞİKE İÇİN DEĞİL"

-  "İddianamenin 157. sayfasındakı ödemeler şike ödemesi değildir. 8 taksitle ve kredi kartıyla şike yapmışız gibi bir izlenim verilmiş. Bunlar pos cihazı. Kombine taksit ödemeleridir ve 45 gün sonra hesaba geçer. 1 Ocak'ta 183 bin TL alacağım vardı. İddianamede kendi alacağım olan 2 ödeme vardır, belgelidir, onlar da budur."

-  "2006'da yöneticilikten istifa etmem bile örgüt yapısı olmadığının göstergesidir. Israrlara rağmen dönmedim, 2009'da kendi isteğimle döndüm. Savcılık makamı, 105 yıllık kulübün yönetim yapılanmasını örgüt gibi gösterme gayretine düşmüştür. İddianamede yer alan ve şike parası olarak addedilen paraların, delillere bakınca şike parası olmadığı görülür."

"O BENİM ELBİSE ÇANTAM"

-  "Takım elbise çantama iddiaya göre para konmuş ve havaalanından geçmişim. O benim elbise çantamdır, önem verdiğim takım elbisem durur, uğurlu elbisem."

-  "İddianameyi okuyan, işim gücüm yok sabahtan akşama kadar arkadaşlarımla şike yapıyorum sanır. Yaptığım sıradan konuşmalar cımbızlanarak hakkımda iddialar oluşturulmuştur. Maç totemlerim, uğurlarım vardır maçlar için. Bunlara bile şike şifresi denmiştir. Deplasmandaki maçlara heyecandan gidemiyorum. Bu uğur konusunu futbolun içindekiler bilir, herkesin vardır."

-  "İlk kez bir adli makamın karşısına çıkıyorum, heyecanlıyım. 8 aylık tutukluluğum döneminde basında linç edildim. 8 ana branştan sorumlu biri olarak üzerimdeki yük çok ağır. Kulüp yöneticiliğinin büyük fedakarlık gerektiren bir görev olduğunu belirtmek istiyorum. Yönetici olduğum süre içinde kulübümüze yaklaşık bin 500'ü lisanslı olmak üzere 20 bin sporcunun başarılı olması için elimden gelen herşeyi yaptım. Semih, Tuncay, Anelka, Dia, Alex, Volkan vs. yıldız oyuncunun transferine katkım oldu. Insanlar beni tanımaz, ön planda olmam. Hayatım boyunca hiç bir suça karışmadım, 8 aydır çocuklarım ve ben çok acı çekiyoruz. Çıkar amaçlı suç örgütü ile yargılandığımdan kendimle ilgili bilgi verdim. Çünkü yönetimi bırakmadığımız, itibar kazanmak için teşekkül oluşturduğumuz iddia ediliyor, ama bizi araştırmamışlar bile. Babam bize büyük miras, ama daha onemlisi devlete üstün hizmet madalyası bıraktı."