Fatih Altaylı O Fotoğrafın Hikayesini Anlattı
İşte Altaylı'nın o yazısı....
Habertürk yine yaptı yapacağını.
Şike davasının görüldüğü mahkemenin fotoğrafları dün Habertürk’ün 1. sayfasında yayınlandı.
Bu yıllardır böyle. Daha doğrusu Habertürk yayın hayatına girdiği günden beri böyle.
Türkiye’nin merak ettiği her şey, Habertürk’te yayınlanıyor.
Bu yüzden de ödül üzerine ödül alıyoruz, 3. yaşımızı doldururken 3 yıldır neredeyse tüm kurumlar Habertürk’ü “Yılın Gazetesi” seçiyorlar.
Sağolsunlar.
Dün de şike iddialarının ve futbolda şiddet ve mafyalaşma iddialarının görüldüğü mahkemenin salonu ilk kez ve sadece Habertürk’te yayınlandı.
O salonu sadece Habertürk okurları gördüler.
Tabii hemen ardından “komplo teorileri” üretilmeye başlandı.
Neler neler yazdılar, dediler.
“Habertürk muhabiri salona gizlice girmiş ve tek kare çekip kaçmış” diyenler.
“Polis, adliyede Habertürk muhabirini kovaladı” diyenler.
“Bu fotoğrafı çekip Habertürk’e servis ettiler” diyenler.
Daha neler neler...
Okudukça güldüm.
Çünkü hiç de öyle bir şey yok.
Bu fotoğrafın çok basit, çok sıradan ama “gazetecilikten” ibaret bir hikâyesi var.
Önceki gün Mahkeme Başkanı, salona gazetecilerin alınmamasını, çünkü salonun çok kalabalık olduğunu söyledi.
Bunun üzerine gazeteciler itiraz edince, mahkeme salonuna bir kamera koyulması ve bunun başka bir odadaki televizyona bağlanmasına, gazetecilerin de duruşmayı bu odadan televizyondan izlemesine karar verdi mahkeme.
Kamera kuruldu. Yandaki bir odadaki televizyona bağlandı.
Bu çalışma sırasında o odaya giren muhabirlerimizden biri, televizyonda duruşma salonunu görünce bu görüntüyü fotoğrafladı.
Ancak daha sonra mahkeme heyeti karar değiştirdi ve bu yayından vazgeçildi.
Ama bizim arkadaşlar fotoğrafı çekmişti.
Biz de bu televizyon görüntüsünün fotoğrafını yayınladık.
Bunun adı gazeteciliktir beyler.
Nazar etmeyin ne olur.
Çalışın sizin de olur:)))